Bettilt Genel Seçimleri Beyannamemiz

Oda hapsi cezasında Subay, astsubay, Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli Devlet memurları, uzman jandarma ve uzman erbaşlar; Oda hapsi cezalarında; mümkün olduğu takdirde cezayı tek başlarına belirli bir hapis odasında geçirirler. Disiplin amiri tarafından cezanın fasılalarla çektirilmesi de kararlaştırılabilir. Ancak bu cezanın basit bir disiplin tecavüzü nedeniyle verildiği ve 28 gün boyunca kesintisiz ve tek başına infaz edildiği durumda insanlık dışı ve onur kırcı sayılma ihtimali bulunmaktadır. Oda hapsi cezası niteliği itibariyle insan onuruna aykırı olmasa dahi, süresi  bakımından insanlık dışı sayılması mümkündür. Askerliğin, temel hak ve hürriyetleri sınırlayabileceği bir durum da Anayasa’nın 137. Anayasa’ya göre kamu hizmeti görenlerin kanunsuz emirleri yerine getirmeleri yasaktır. Ancak askerî hizmetlerin görülmesi bakımından kanunla  buna istisnalar getirilebilir. Maddeleri gereği askerler aldıkları emirleri derhal ve mutlak surette yerine getirmekle yükümlüdürler. Verilen emrin yerine getirilmesinden dolayı sorumluluk emri verene aittir. Maddesine göre de, ast verilen emrin sınırlarını aşmadıkça veya suç amacı taşıdığını bilmediği sürece kanuna aykırı emirden dolayı sorumlu tutulamaz[501]. Ast açıkça suç teşkil etmeyen emri kanuna aykırı dahi olsa yerine getirmek mecburiyetindedir. Bu emir yaşam hakkın sona erdirecek bir eylemi gerektirse dahi sorumluluk emri yerine getirene değil emri verene ait olacaktır.

8 Aralık’ta bir İstanbul mahkemesi, Zaman medya grubunun 19 gazetecisinin tutukluluk hallerinin devamına ve üç reklam ve satış bölümü çalışanının serbest bırakılmasına karar verdi. PKK saldırıları, suikast yoluyla aynı zamanda siyasi kişileri de hedef aldı. 1 Temmuz’da PKK’ya bağlı Kadın Sivil Savunma Birimi, Diyarbakır’ın bir ilçesi olan Lice’de AKP ilçe başkan yardımcısı Orhan Mercan’ı gece saatlerinde kaçırdı ve Diyarbakır’daki evinin yakınlarında silahla vurarak öldürdü. 2 Temmuz’da PKK’ya bağlı Halk Savunma Gücü, Van’ın Özalp ilçesinde AKP ilçe başkan yardımcısı olan Aydın Ahi’yi gece saatlerinde kaçırdı ve evinin önünde öldürdü. Gülen hareketi ile ilişkili olmakla suçlanan yüzlerce işyerine hükümet tarafından el konulması ve söz edilen işyerlerinin kapatılması, müşteri bilgilerinin gizliliği konusunda belirsiz bir durum oluşturdu. Bazı istisnalar olmakla birlikte, cezaevi tesisleri genel olarak fiziksel koşullar bakımından pek çok yönüyle uluslararası standartları karşıladı. Özellikle de 2016 darbe girişimi sonrasında gerçekleşen geniş kapsamlı tutuklamaların ardından yaşanan aşırı kalabalık ve yeterli sağlık hizmetlerine erişim imkanının bulunmayışı sorun teşkil etmeye devam etti. Hükümet, özellikle Türkiye ve ötesinde terör eylemleri düzenleme olasılığıyla ülke içinde hareket eden IŞİD teröristlerinin girişlerini kısıtlamak amacıyla yıl boyunca Suriye ile olan sınırın kontrolünü sıkılaştırdı. Bu da bazı durumlarda Suriye’deki çatışmadan kaçanların Türkiye’ye insani erişimini sınırlayıcı bir etkiye sebep oldu. Türkiye, sadece acil tıbbi yardıma ihtiyaç duyanlara erişim hakkı sağladı. Sınırı geçmeye çalışan bazı Suriyeliler sınır geçişleri sırasında yaralandı ya da hayatını kaybetti (bk. Bölüm 2.d.). PKK, güvenlik güçlerine ve kimi zaman da sivillere yönelik ülke çapında düzenlediği saldırıları sürdürdü.

Onun laiklik anlayışının özündeki özgürlükçü tutumu birçok konuşmasına yansımıştır. Meselâ, “Türkiye Cumhuriyeti’nde her yetişkin dinini seçmekte serbest olduğu gibi belirli bir dinin merasimi de serbesttir. Düşünce ve düşünüşe karşı değiliz” şeklindeki açıklaması (Ecer, s. 134), Atatürk’ün dinî inanç ve ibadetlere kısıtlama getirilmesini onaylamadığını gösteren bir özgürlük çerçevesi çizmektedir. Mustafa Kemal dinin kutsal saydığı değerlere ve kavramlara olan saygısını her fırsatta ifade etmiştir. Benim adım, senin adın silinir, fakat o sonsuza kadar ölümsüzdür” sözleriyle İslâm peygamberinin insanlık tarihindeki yerine işaret etmiştir (Sarıkoyuncu, Atatürk, Din ve Din Adamları, s. 29). Sanatı seven ve Türk sanatının güzelliğini takdir eden Atatürk bilhassa Koca Sinan’a hayranlık duyuyordu. Bu sebeple, Türk Tarih Kurumu tarafından Sinan hakkında bir kitabın hazırlatılmasını istemiş ve bu işin yürütülmesini M. 1937’de basılan bir broşür, Türkçe ve Fransızca olarak yayımlanması tasarlanan bu eserin alacağı biçim hakkında bir fikir verdiği gibi içindeki kısa önsözde iki uzmana yardımcı olacak ekibin kimlerden oluştuğunu da göstermektedir. Ancak bu eserin hazırlanıp yayımlanması o tarihlerde gerçekleşmemiştir. Ali Saim Ülgen ve arkadaşları tarafından hazırlanan çizimler uzun yıllar Türk Tarih Kurumu’nda bekledikten sonra yayımlanabilmiştir (Mimar Sinan Yapıları, Ankara 1989). Bunun yanında Atatürk, Türk Tarih Kurumu’na 2 Ağustos 1935 gecesi yazdığı bir notla Sinan’ın heykelinin yapılması emrini vermişti. Bu istek de daha sonraki yıllarda Ankara’da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ön bahçesine dikilen Hüseyin Özkan’ın (Anka) eseri bir heykelle yerine getirilmiş oldu.

  • Bu eylemin disiplin tecavüzü kabul edilmesi “hukuki yokluk” olarak kabul edilmeli ve işlem “sebep” unsuru yönünden “yoklukla malul” sayılmalıdır.
  • Bu sebeple yakın arkadaşı Ali Fuat’la (Cebesoy) birlikte gizli örgüt kurdukları iddiasıyla tutuklandı.

Üniversiteler hem mezun ettikleri öğrencileriyle hem de bünyelerindeki bilim adamları ile bilim üreterek ülke ihtiyaçlarını karşılama fonksiyonunu yerine getirmesi gereken kurumlardır. Ancak bilimsel faaliyetler ve bilimsel çıktılar açısından üniversitelerimizin eksikliklerinin olduğunu görmekteyiz. Üniversitesini birincilikle bitiren öğrencilerimizi sadece bir plaketle uğurlama uygulamasından vazgeçeceğiz. Üniversitesini birincilikle tamamlayan her öğrencimizi, mezun olduğu bölüm veya dengi bir bölümde araştırma görevlisi olma hakkını vererek ödüllendireceğiz. Okul müdür ve müdür yardımcılarının atama, görevde yükselme ve görevden alma usul ve esaslarında adalet ve liyakate dayalı yeni düzenlemeler yapağız. Tüm bölgelerimizde öğretmen, kurum ve müfredat açısından standardizasyonu sağlayacağız. Yeniden Refah iktidarında öğretmenlerimiz özlük haklarına kavuşmuş olacaktır. Öğretmenlik mesleğini stratejik meslekler kapsamına alarak, mesleğin itibarını ve önemini artıracağız. Yeni Milli Eğitim Sistemimizde ülke ve dünya gerçeklerini göz önünde bulundurarak, her genç evladımızın geleceğe güvenle bakabileceği bir meslek-zanaat-sanat sahibi olmasını sağlayacağız. Üniversiteden mezun olan tek bir gencimiz dahi işsiz kalmayacak, üniversite diploması ‘işsizlik sertifikası’ olmaktan kurtarılacaktır. Bu amaçla uygulamalı eğitim ve staj gibi uygulamalar, kamu destekli ve zorunlu hale getirilerek, erken dönemde teorik bilgi ile uygulamaya dayalı bilginin birlikteliği sağlanacaktır. Tüm öğrencilerin akademik, sosyal ve duygusal gelişimlerinin öğretmenlerimi ve velilerimiz tarafından düzenli olarak takip edilebileceği Öğrenci Takip Sistemini oluşturacağız.

Bu yazımızda; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme” başlıklı altıncı bölümünde yer alan, gizli soruşturmacı görevlendirmesini düzenleyen, m.139’da tanımlanan ve görev alanı çizilen gizli soruşturmacının ne olduğunu, görevlendirilen kişi tarafından toplanan delillerin 28 Mart Bettilt tarihinde, m.139’un 4. Fıkrasına eklenen ek cümle ile hangi sınırlar çerçevesinde bu görevi yerine getirebileceği ve elde ettiği delillerin hukuka aykırılığı ele alınmıştır. Adli kontrol müessesi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.109 ila m.115’de düzenlenmiştir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez”. Kentsel dönüşüm ve depreme karşı güvenli binalar inşa etme saikleri ile hareket edildiği söylense dahi, gerek varılan sonucun bu amaca hizmet etmeyeceği ihtimali ve gerekse mülkiyet ile onun ayrılmaz bir parçası olan miras haklarının özüne müdahale içeren imkanlara sahip Kentsel Dönüşüm Kanunu muhakkak gözden geçirilmelidir. Ceza Dairesi’nin kararı ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili düzenlemeleri açıklanarak, bu kararın hukuka uygun olup olmadığı incelenip sonuca varılmaya çalışılacaktır. Hükümete, geçmişte, depremle ilgili bir kanun hükmünde kararnameçıkarma yetkisi verdik, 27 tane kanun hükmünde kararname çıkardı. Ha, depremleilgili sorunları sağlıklı çözemedi; çünkü, bir ara prefabrike evler çıkarıldı,prefabrike evlerden, hakikaten, birçoğu şimdi bomboş; ama, tabiî, birçokmüteahhit büyük bir Bettilt giriş adresi sağladı bundan. Halbuki, onların yerine kalıcı evleryapılsaydı, şimdi, hiç olmazsa, daha da sağlıklı bir şey olurdu. Yani, bilen,işin erbabı kişilere yetkiler verilir ki, verilen bu yetkiler sağlıklı birsonuca ulaşsın. Şimdi hükümete bu yetkiyi verdiğiniz zaman, hükümet içindegüçlü olan meslek grupları bu yetkiyi hükümete kullandırmak için baskıyapacaklar, onlar haklarını alacaklar; ama, öte tarafta, hükümet içinde birbaskı grubu olmayan meslek grupları, maalesef, burada herhangi bir şeyyapmayacak.

Astından hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz. Maddesi, amirlik veya üstlük durumunu kötüye kullanmanın üç ayrı çeşidini disiplin suçu olarak düzenlemiştir. “Hizmete mahsus ve değeri 250 Türk Lirasını geçmeyen eşyayı özürsüz kaybedenler veya harap olmasına sebebiyet verenler, eşyanın değeri de göz önünde bulundurularak 2 aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılır” (477 SK m.52)[129]. Kısa süreli kaçma suçunun oluşabilmesi için failin kıtasından veya görev yerinden kaçma süresinin bir günden az olmaması şarttır. Bir başka deyişle suçun oluşabilmesi için ön şart; 24 saatlik gün unsurunun gerçekleşmiş olmasıdır. Kıtadan veya görev yerinden izinsiz uzaklaşılmasından itibaren 24 saat içinde yakalanan[122] veya kendiliğinden dönen faillerin fiilleri bu suçu oluşturmamaktadır. Burada en önemli unsur amir ve üste saygısızlık teşkil eden fiilin hizmette veya hizmete ilişkin hallerde yapılmasıdır[99]. Hizmet; kanunlarla, nizamlarda yapılması veyahut yapılmaması yazılmış olan hususlarla, amir tarafından yazı veya sözle emredilen veya yasak edilen işlerdir (İçHizK m.6). Hizmetin sınırlarının genel bir tanımla çizilmesi ve kapsamının genel bir anlatımla belirlenmesi, askerlik hizmetinin özelliğine nazaran pek mümkün görülmemektedir. “Hizmette veya hizmete ilişkin hallerde amire ve[93] üste zorunlu olduğu saygıyı göstermeyen veya uyarmayı saygı duruşu ile kabul edip dinlemeyenler, bir aya kadar oda veya göz hapsi ile cezalandırılırlar” (477 SK m.47). Buna karşılık bir disiplin tecavüzü söz konusu olduğunda disiplin amiri ceza ve­rip vermemek hususunda da serbesttir (AsCK m.163/2). Demek oluyor ki, disiplin kabahatlerinde faile mutlaka bir ceza ve­rilmesi gerektiği halde disiplin tecavüzlerinin affedilmesi disiplin amirinin takdirindedir.

Görüldüğü gibi, bu rakam çok düşüktür;yani, çalışan insanların sadece yüzde 7’si yükseköğretim almış oluyor. Yine, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında,yükseköğretimde okullaşma oranı yüzde 19’u örgün eğitim olmak üzere yüzde 31olarak hedeflenmiş; ancak, yüzde 18,7 örgün eğitim olmak üzere, gerçekleşmeyüzde 27,8’e ulaşmıştır. Üniversitelerin bir ülkenin, bir ilin kalkınmasında nekadar önemli olduğu hepimizce bilinmektedir. Gerçekten de, bir ülkenin, birilin kültürel, sosyal ve ekonomik yönden kalkınması için üniversiteler çokönemlidir. Üniversiteler, çağdaşlaşmanın da bir sembolüdür ve her ilde birüniversite kurulması da bu yönden bir ideal olmalıdır. Nitekim, bütünmilletvekillerimiz de, kendi illerine bir üniversite kurulması içinçalışmaktadırlar.

Benzer şekilde uzman hekim nöbetleri de hakkaniyet ölçüsünde ücretlendirilecektir. Acil servislerde, başta acil uzmanı olmak üzere uzman doktorların ve uzman sağlık destek personelinin istihdam edilmesini sağlayarak hizmet kalitesini ve tanıda doğruluk oranını artıracağız. 2016 yılında gündeme getirilen Aile Diş Hekimliği Projesi uygulamaya geçirilecektir. 3 yaşından itibaren periyodik aralıklarla çocuklarımızın diş kontrollerinin yapılması sağlanacak, çocuğun ve ailenin diş bakımı hususunda daha bilinçli bir bireyler haline getirilmesi sağlanarak daha ciddi rahatsızlıkların ve kaynak israfının önüne geçilecektir. Kapatılan tüm Sümerbank üretim tesislerini modernize ederek yeniden üretime başlamasını sağlayacağız. Sümerbank’ın bölgede aktif olması sağlanarak, bölgenin istihdam açığı nispeten kapatılacaktır. Sümerbanklar’ın; Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı gibi kurumlar başta olmak üzere kurumların tekstil ihtiyaçlarını karşılayacak üretimler yapan, ayrıca ihracat yapabilme kabiliyetine sahip bir yapıya kavuşturulmasını sağlayacağız. Hayvancılık ile ilgili kaldırılan teşviklerin tekrar uygulanması sağlanacaktır. Bölgenin önemli bir tarım ve hayvancılık potansiyeli ve bilgi birikimi bulunmaktadır.

Ne yapacaksınız; onu da bilmiyoruz, kapalı bir kutu veAnayasa Mahkemesine gider, Anayasa Mahkemesinde bu yetki kanunu iptal edilir;neticede olacak olan da budur; ama, bir ümitle, üç beş ay daha, kamuçalışanlarını oyalarsınız; bundan da fayda görmezsiniz ve yanlış da yaparsınız. Değerli arkadaşlar; eğer, kamu çalışanlarının özlük haklarıdüzenlenecekse, bunun altı ay bekleyecek hali yok. Hükümetin elinde kararnameyetkisi var, çıkarır kararnameyi, kime ne verecekse, onu verir. Özellikle,düşük gelir gruplarının maaş ve ücretlerini -emekliler dahil- iyileştirecek birdüzenlemeyi süratle yapması lazım. Aksi takdirde, çalışan insanların çektikleribu sıkıntı, devletin hizmetlerinin de iyi yürütülmesine imkân vermez. İnsanlaraldıkları ücretle geçinemiyorlarsa, sefaleti oynuyorlarsa, o insandan verimlibir çalışma bekleyemezsiniz. Değerli milletvekilleri, esasen, Yüce Meclise, personelkanunu tasarısı şeklinde getirilmesini isterdik; çünkü, bu yetki, tereddütemahal verecek şekilde geniştir.